A Better Life (2011)

Hep daha iyi bir hayat ister insanoğlu, öyle birşeyler hep eksik gelir, hep kendinde olmayana özenir, diler, olacakmışcasına.

A Better Life Amerika’ya göç eden Meksikalı bir baba oğulun dramı. Burada hayata adapte olmuş ama iyi şartlar altında yaşayamayanların hikayesi.

Spoiler!!! Göster>

Ne istediğimize dikkat etmemiz gerekiyor. Evren çok güzel ayarlamalar yaparak önümüze getirebiliyor istediğimizi. Ya da belki şöyle söylemek daha yerinde olacak, birşeyler ters gittiğinde aslında bizim için bazı ayarlamalar yapılıyor. Bunu bütün hayatı ters gitmiş biri söylüyorsa inanmanız gerekir. Zamanla ters giden şeylerin hayrınıza olduğunu öğreniyorsunuz. Mesela örnek vermem gerekirse ben tezimi yazarken hiç yapılmamış birşey yapmayı denedim. Hiç incelenmemiş bir türü alıp alt başlıklara ayıracaktım. Bunun için 200’ün üstünde film izledim, datalar dağınık olmasın diye herşeyi bilgisayarıma aktardım. Bilgisayarımı da evden hiç çıkarmadım. Belki 100’ün üstünde kitap okudum dediğim gibi dağınık bir konuydu. Sonra bir gün evimize hırsız girdi ve belki onca bilgisayar arasından sadece benim laptopumu aldı gitti. Günlerce ağladım tezim gitti diye. Bulamadılar bilgisayarımı. Ben tezime ara verdim birkaç ay. O sırada ama okumaya devam ediyorum, Amazon’dan öneri olarak satın aldığım bir kitap geldi bana ve onu okumaya başladım. Kitabı ilk alanlardanım ismi çekmişti beni bir de Amazon bana çalışıyordu o yıllarda. Neyse, kitap yeni çıkmıştı ve yazarı tam da benim yaptığım şeyin aynısını yapmıştı. Ben kitabı ‘bunu da demiş, ulan bunu da demiş diye hem ağlayarak hem merakla hem şişerek bir gecede okudum. O gece gerçekten sol bacağım şişti. (Sol kadın tarafımız yazarı bir kadındı kitabın ona bağlamıştım.) Tabi kendime gelince bunu lehime çevirebildim. Kadının kategorilendirme sistemi üzerinden başka 8 tez çıkardım yıllara göre. Yaptığım hiçbir şey boşa gitmedi ve hatta ilk tezim kendi kendine onaylanmış sayılınca bilir kişi kabul edildim.

Şimdi bunu niye anlattım, o laptop çalınınca benim için dünyanın sonu gelmişti gerçekten. Neredeyse 1,5 yıllık emeğim gitmişti. Ama çalınmayıp da ben tezimi yazıp da benden önce birinin yaptığını görseydim daha çok yıkılacaktım. Tabi olan hiçbir şey boşuna olmuyor. Bir ayrıntıyı söylemeyi unuttum, ben laptopum çalınmadan 2 gün önce yeni çıkan Pembe Vaio’yu çok beğenmiştim. Hatta araştırmasını bile üzülmesin diye benim emektar Compaq HP diye başka bir bilgisayarda yapmıştım. Sonra da onu ne kadar çok sevdiğimi düşünüp vazgeçmiştim. 2 gün sonra gitmesini buna da bağladım tabi ki. Ben ondan ayrılamazdım çünkü. Bazen benim hayatımdan eşyalar bu şekilde çıkar. Hep insanlar böyle çıkacak değil ya.

Bir tane daha var, ben Psycho’nun kanlı duş perdesini çok beğenmiştim. Ama benim evimde duşakabin var, ve olmaz ki duşakabine perde diyip kapattım bilgisayarı ve yattım. Ertesi gün kalktım, hazırlanırken saçımı yıkamak üzere elimi duş musluğuna attım, çığlığım bile geç çıkacak hızla duş kapağı tuzla buz oldu. Elim kesildi ben öyle kan içinde işime gidip orada pansuman yaptım annem gelip crime scene’i temizledi falan, ve akşam eve geldiğimde bunun neden olduğunu anladım.

Bu arada böyle anlattım da bu film öyle sefalet falan, ben de böyle.. Neyse..

Not: Ne istediğinize dikkat edin.

Not 2: Ben tüm yazılarımı Pembe Vaio’da yazıyorum.

Not 3: Banyomda Psycho perdem var.

One thought on “A Better Life (2011)

  1. […] A Better Life’ı daha çok beğenmiştim her ne kadar bu konular beni açmasa da. Benim için dystopian işte […]

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.