Vücut değiştirme filmleri 80lerin modasıdır. Benim bir teorim var sinema da bana göre ilerliyor yani 80lerde bende büyümek istiyordum ve böyle filmler yapılıyordu çokça…


Vücut değiştirme filmleri 80lerin modasıdır. Benim bir teorim var sinema da bana göre ilerliyor yani 80lerde bende büyümek istiyordum ve böyle filmler yapılıyordu çokça…

Arkadaşlık güzel şey. Bizde yok öyle nedime kavramı diye bir şey olsa anca nikah şahidi olunuyor, o da ben şansızlık getirmeyeyim diye hiç kabul etmediğim birşey olmuştur bu hayatta…

Çok üzgünüm pek romantik olamadım bu hayatta. Öyle süslü sözler söyleyemediğim gibi söylendiğinde de inandırıcı gelmedi hiç. Çok da sevmem açıkçası bu türü, en az izlediğim filmlerdir bunlar. Kardeşim korku filmi sevmediği için hep onunla izlerim…

Penguenleri çok severim. Hatta hippopotamustan sonra en sevdiğim hayvanlardır. Gizli gizli Hippo Song dinlediğim kadar Happy Feet de izlemişliğim vardır. O yüzden bu film bana çok manidar…

Snowclone
Doc: Of course we run. But for recreation. For fun.
Serinin bu üçüncü ve son filminde, zamana sıkışıp orda kalsalardı ya demekten alamadım kendimi. Sanki ikinci bölümde bazı kararlar alınmış ve bu kararlara bağlı kalmışlar gibiydi gözüken.. Bir de ne anladıkları, ne anlattıkları çokça değişmiş geldi bana.

Back To The Future (1989)
Dr. Emmett Brown: Too bad the post office isn’t as efficient as the weather service.
Serinin bu ikinci filminde alınan mesaj, everything happens for a reason, and shit happens.

Back To The Future (1985)
Marty McFly: Since when can weathermen predict the weather? Let alone the future!