Her şey
gerçek olamayacak
kadar
güzelleştiğinde
bitiveriyor.
Arzunun Kanatları’nı izledim sonunda. Hep sona sakladığım bir filmdi, özel diye. Yeniden yapım Melekler Şehri‘ni izlemiş biri olarak yüksek beklentim yoktu bu filme dair. Konu çokça benziyordu zaten, bunu biliyordum.
Berlin’de geçen filmde, iki melek savaş sonrası bu topraklarda yalnız ve mutsuz insanları dinleyerek onları rahatlatmaya çalışmaktadır. Bu arada bir tanesi de ölümlülere has duygulara sahip olmak ister.
Ben biraz bu meleklik işi üzerine düşündüm. Bu kadar kolay mı bir meleğin tasviri diye kafa yordum. İnsana benzer özelliklerle resmedilince evet kolay ama öyle olmamalıydı.
Düşünsenize, yüzyıllar boyunca insanları dinlemeye mahkum olmuş bir meleğin kendi karakteri olabilir mi? Ya da ona böyle bir hak verilmiş mi? Peki karaktere bağlı yüz ifadesine ne demeli? Böyle bir meleğin eğilmez, bükülmez ve taş gibi olması gerekmez mi?
Verilmiş onca imtiyaz ve onca üstünlüğü bir kalemde silip atmak ne demek peki? Attın bir kenara ve insan oldun ve bekliyorsun senin binde birini görmemiş birinin seninle olmasını. Hiç o ölümlüye benzeyebilir misin ki?
Bence bir meleğin karakteri olmaz, olamaz şayet tek görevi insanların acılarını duymak ise kaya gibi sert olması gerekir. Ve şayet insan oluyorsa da tüm meleklik bilgilerinin silinmesi gerekir. Yoksa ikide bir bu seviye farkını düşünür durur ve uyum sağlayamaz.
Filmin orjinal ismi Der Himmel über Berlin / Berlin üzerindeki Gökyüzü. Politik bakacaksak bu isim çok uygun. Ama İngilizcesi ve Türkçesi de ana temasını özetliyor Wings of Desire / Arzunun Kanatları’nın.
Bu dünyaya indikten sonraki kısmı sadece ben düşünmemiş olacağım ki devamı niteliğinde Faraway, So Close! isimli bir film çekmişler. İlk filmede Damiel’in sorduğu “Gerçekten kötülük var mı?
Gerçekten kötü insanlar var mı?” sorularının yanıtını ararcasına geride kalan melek Cassiel ölümlü olmayı seçiyor. Ve onun bu dünya üzerinde yaşadıkları filmin konusunu oluşturuyor. Hayat bir meleğe bile kötü günler geçirtebiliyor ana temasıyla ve doğruyu yanlışı ayırt edemez hale giden bir olaylar silsilesi ile meleğimizin hayatı kararıyor.
Her ne kadar Arzunun Kanatları kadar başarılı olmasa da, izlemeye değer.
