I kept thinking,
” But I’m theirs. I belong to them.”
And then it happened.
I died.
Really.
But even dead, I stayed in my cage, because I just couldn’t believe it.
I wasn’t done waiting for them. Just let me wait forever, knowing they will one day come.
Sophie ve Jason hayatını kurtardıkları bir kediyi sahiplenecektirler, kedi hastanededir ve 1 ay sonra yanlarına gelecektir. O geldikten sonra daha eve bağlı bir hayatları olacağı korkusuyla bu 1 aylık süreyi ertesi gün öleceklermiş gibi istediklerini yapmak üzere planlamaya başlarlar. Önce işlerinden ayrılırlar sonra..
Bu arada her şey istedikleri gibi gitmez.
The Future Miranda July’nin yazıp yönettiği ve oynadığı ikinci uzun metrajlı filmi. İlk filmi Me and You and Everyone We Know’daki performansına devam etmiş gözüküyor. Yer yer fantastik öğelere de yer veriyor olması filmin o durağan yapısına renk katmış gibi duruyor. Film her ne kadar ön planda Sophie ve Jason’un hayatı üzerinde duruyor gözükse de, arka fonda kendi sesiyle konuşturduğu kedi Paw-Paw tüm vicdanlara sesleniyor.
Evet bu hayat bizim, onu iyi yaşama ya da mahvetme hakkı bizim elimizde ama bunu birşeyleri kullanarak yaparsak onlara da söz hakkı vermiş oluruz demek gibi bu kedinin konuşması.
Not: Bu film yarın gösterime girecek, çok fazla beklentisiz, biraz durağan bir film izlemek isteyenler için uygun olabilir.




