Mr. Popper’s Penguins (2011)

Penguenleri çok severim. Hatta hippopotamustan sonra en sevdiğim hayvanlardır. Gizli gizli Hippo Song dinlediğim kadar Happy Feet de izlemişliğim vardır. O yüzden bu film bana çok manidar.

Küçükken babam iş gezisine gittiğinde penguen isterdim ondan, getirmezdi hiç ama.

Mr. Popper’s Penguins’in konusu belli, kendisine miras kalan penguenlerle ilgili. Her ne kadar içim gitse hep sarılsalar ya penguenlere diye düşünsem de film boyunca, bu olmadı tabi. Öyle mıncıklama isteği yabancılarda pek yok. Bunu biliyorum, çocuklarını da agucuk gugucuk diye sevmiyorlar. Film öyle verilince ben de öyle uzaktan bakmak zorunda kaldım.

Ben penguenlerden başka bir de büyük kızına baktım Mr. Popper’ın. Elinde bir cep telefonu, çevresindeki güzellikleri görmeden aklı sadece hoşlandığı çocuktaydı.

O zamanlar öyle oluyor bunu biliyorum da o kadar mı kaçırıyor insan hayatı? Yok bide değse, gerçi hiçbir zaman bir insan için hayatı ertelemeye değmez ama bir anlasa herkes bunu..

Sonra gözler açılınca ne oluyor, değer verdiğin insanın bir samsalak olduğunu görebiliyorsun. Neyse ki sadece (!) o yaşlar böyle oluyor, büyüyünce değişiyor insan, olgunlaşıyor. Saymayı da bırakıyor artık kaç bacak gördüğünü.

Sonuçta kızımız da sonunda anlıyor ve başlıyor penguenlerle ilgilenmeye.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.